NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ سَعِيدٍ
الْهَمْدَانِيُّ
وَأَحْمَدُ
بْنُ عَمْرِو
بْنِ السَّرْحِ
وَهَذَا
حَدِيثُ
الْهَمْدَانِيِّ
وَهُوَ
أَتَمُّ
قَالَا
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
أَبُو
هَانِئٍ الْخَوْلَانِيُّ
عَنْ
الْعَبَّاسِ
بْنِ جُلَيْدٍ
الْحَجْرِيِّ
قَالَ
سَمِعْتُ
عَبْدَ اللَّهِ
بْنَ عُمَرَ
يَقُولُ
جَاءَ رَجُلٌ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ كَمْ
نَعْفُو عَنْ
الْخَادِمِ
فَصَمَتَ
ثُمَّ
أَعَادَ
عَلَيْهِ
الْكَلَامَ
فَصَمَتَ
فَلَمَّا
كَانَ فِي
الثَّالِثَةِ
قَالَ
اعْفُوا
عَنْهُ فِي كُلِّ
يَوْمٍ
سَبْعِينَ
مَرَّةً
el-Abbas b. Cüleyd
el-Hacrî'den demiştir ici:
Ben Abdullah b. Ömer'i
şöyle derken işittim: "Bir adam Nebi (s.a.v.)'e gelerek:
Ey Allah'ın Resulü
hizmetçiyi kaç defa affedelim? dedi.
(Hz. Nebi) sükût etti. Sonra
(adam) bu soruyu Hz. Nebi'e tekrar sordu. (Hz. Nebi yine) sükût etti. Bu sözü
üçüncü kez tekrarlayınca:
"Onu günde yetmiş
defa affediniz" buyurdu.
İzah:
Tirmizi, bîrr
Hz. Nebi aslında
hizmetçinin suçunu bağişlamak mendup olmakla beraber bu bağışlamanın kaç defa
olacağına dair bir sınır tayin etmeye lüzum olmadığı cihetle bu soruyu
beğenmediği için sözü geçen birinci ve ikinci soruları sükûtla karşılamış
olabileceği gibi, bu mevzuda bir vahyin gelmesini beklediği için de susmuş
olabilir.
Yetmiş rakamı, burada
tayin ve tahdid için değil, çpklıık içindir. Çünkü bir hizmetçinin veya
kölenin hergün yetmiş defa suç işlemesi düşünülemeyeceğine göre buradaki
yetmiş kelimesinden maksat çokluktan başka birşey olamaz. Bir başka ifadeyle
bu hadis-i şerifte "Hizmetçilerinizi çok affediniz!" denilmek
istenmektedir.